Ne olur gel
Kül olan benim kalbim değil, senin evin
Biraz az konuşuyorum değil mi ?
Alfabem yarım, bazı harfler dumanlı.
Dilim yandı biraz
Ondan bu suskunluğum
Korkuyorum, ürperiyorum
Endişeliyim
Göğe baksam da
Orada olduğunu bilirim
Bugün ben öldüm
Herkesin yanakları sıkıştı iki elinin arasına
Ben öldüm
Daha sıkı yaşama sarıldılar
Sen ölme
Kimse inanmaz senin ölümlü olduğuna
Ey yar!
Dilimden kalbime süpürdüm sevdanı
Kalbim alev alev, kanım eriyor.
Yalvarırım yetiş
Yetiş evin yanıyor.
https://www.youtube.com/watch?v=S9_yk0Vnr8Y
Woody
Woody takma adıyla bir şeyler karalanan basit blog.
5 Mayıs 2018 Cumartesi
Karış içime
Göğün diplerine atılmış bir imzayım bu günlerde
Diye düşünüyorum aslında
İlk imzayı attım göğüs kafesine derken
Aslında zaiyattım.
Bel hizasındaki adaletin kapısında öldürüldüm, duy beni bir haber gibi duy.
Bil, dirildim ben.
Ve acı bir haber gibi sana bildirildim.
Taraf tuttuk seninle aşk!
Sen sol yanımı
Ben kırılan tarafını.
Bundan sonra daha fazla kırılmasın diye belki de
Sımsıkı tuttum.
Aynı atmosferde nefes alıyoruz diye düşüyorum aslında
Sıksık
Sabah
Öğle
Akşam.
Ayrıca diyordum ki
Yıllarca koskoca bir göğün altında yaşadık
Aradığımız küçücük bir göğüs kafesiydi aslında
Tanrım
Öldür beni
Sevdanın altına imza atalım derken
Özleyen olduk çıktık
Elim yandı bundan
Şimdi ateş sönsün diye üflesem, elim kül olur da dağılır mı ?
Dağılsın ulan !
Ne var ki bunda
Elimiz yok deriz, kimse kusursuz değil
Ellerimde de hafif kusur olsun, kalbimiz ağır
Bensem eğer her gelen yardıma
Biraz hergeleyim
Kusurlarım affola...
Ses tellerimde bir boşluk var şimdi
Doldursana onu, rica ediyorum.
Bırak içimi
Büsbütün
Heykel gibiyiz seninle aşk...
Ey aşk !
Çok güveniyorum sana, sevgime.
Ama bazen de çok güceniyorum
Beni küçük düşürüyorsun.
İçine veya diline.
Seninle bir oyun oynayalım şimdi
Taraf tutalım seninle
Bu taraf
Kırılan taraflarımız olsun.
Ya sen ?
Derdin tamamı mı, derde deva mısın ?
Karış içime
Yakarış bu.
https://www.youtube.com/watch?v=kbKy5bkHFeM
Diye düşünüyorum aslında
İlk imzayı attım göğüs kafesine derken
Aslında zaiyattım.
Bel hizasındaki adaletin kapısında öldürüldüm, duy beni bir haber gibi duy.
Bil, dirildim ben.
Ve acı bir haber gibi sana bildirildim.
Taraf tuttuk seninle aşk!
Sen sol yanımı
Ben kırılan tarafını.
Bundan sonra daha fazla kırılmasın diye belki de
Sımsıkı tuttum.
Aynı atmosferde nefes alıyoruz diye düşüyorum aslında
Sıksık
Sabah
Öğle
Akşam.
Ayrıca diyordum ki
Yıllarca koskoca bir göğün altında yaşadık
Aradığımız küçücük bir göğüs kafesiydi aslında
Tanrım
Öldür beni
Sevdanın altına imza atalım derken
Özleyen olduk çıktık
Elim yandı bundan
Şimdi ateş sönsün diye üflesem, elim kül olur da dağılır mı ?
Dağılsın ulan !
Ne var ki bunda
Elimiz yok deriz, kimse kusursuz değil
Ellerimde de hafif kusur olsun, kalbimiz ağır
Bensem eğer her gelen yardıma
Biraz hergeleyim
Kusurlarım affola...
Ses tellerimde bir boşluk var şimdi
Doldursana onu, rica ediyorum.
Bırak içimi
Büsbütün
Heykel gibiyiz seninle aşk...
Ey aşk !
Çok güveniyorum sana, sevgime.
Ama bazen de çok güceniyorum
Beni küçük düşürüyorsun.
İçine veya diline.
Seninle bir oyun oynayalım şimdi
Taraf tutalım seninle
Bu taraf
Kırılan taraflarımız olsun.
Ya sen ?
Derdin tamamı mı, derde deva mısın ?
Karış içime
Yakarış bu.
https://www.youtube.com/watch?v=kbKy5bkHFeM
9 Şubat 2018 Cuma
Kağıt Gemi
Her gün sana ait yeni bir iz daha buluyorum
Tam da burada
Üzerimde.
Var olduğumu hissettiren bir kadın.
ağır bir ceset.
Tam da ceset değil aslında.
Çırpınan balık misali.
Eski bir zarfa kapatılmıştım.
Ve tozlu halının altına kıstırılmış
İnsanlar geçti üzerimden
Yıllar yılı
Bir şiir aslında gözlerin
Başucu çekmecemde sakladığım
ve okudukça kendimden bir iz daha bulduğum
şimdi nemli biraz
mürekkebi biraz dağılmış gibi sanki
üzerinde biraz kalıntı
bir kaç parça da kırıntı
Kırgınım
Kaygılıyım da
geçmiş ağır bir kaya
ve ben bunu kaldırmakta çok zorlanıyorum.
Senden önce gömülü testi gibiydim, sahipsiz
İçimde bir kaç parça değerli bir şey
ha pardon
kendimi kandırıyorum
aslında beş kuruş dahi etmiyorum antikacının elinde
beni sahiplendin de
geri götürmemeni temenni ediyorum toprak altına
kaygılı bir dille anlatıyorum üzgünüm
geldiğimiz yere vardık demeni istiyorum şimdi
uygun biçimde anlat hüzün bulutuna
geldik de
emanete ihanet edemem de
bir şeyler de ama
güzellik kaynaklı, huzur odaklı olsun ama dediklerin
lütfen doldur gözlerimi, güzel şeylerden bahset.
çünkü ağlarken
yerçekimi anlamsız kalıyor
iki yürek bazen şakalaşıyor birbiriyle
patavatsız ciddi el şakası yapıyor ayak ucunda güzellik taşıyan kadın
Yapma
şaka olmadığını da biliyorum
ciddiye alıyor yüreğim
ve bir çift göz
bu sulu şakaya eşlik ediyor.
belki de bu yüzden
çocukluğumdan sadece yadigar olan kağıt gemilerdir.
saçlarımın dokusu
yosun kokusu.
hırçın dalgalarda parçalanırken bedenim
ıslanıp eriyor aslında
balmumu çaresiz kalıyor bu maviliğe
evet
o bir başında çırpınan kağıt gemi benim
yine gözlerime bat
demir al tekrardan kalbime
ne olacak sanki deme
dünyada kağıt çok
ama benim ömrüm az
şimdi tek dileğim
maviliğin içinde önüme çıksın gözlerin
dümeni kendi haline bırakırım da
güvertenin tam ortasında soyunurum
ağaç bunu sevişmek sanar
ben gözlerini şahit
güneşi kiralık katil tutar
afaroz ederim benliğimi...
https://www.youtube.com/watch?v=CTv3t2SRlJI
Cemre Bükrük
09.02.2018
04.02
Tam da burada
Üzerimde.
Var olduğumu hissettiren bir kadın.
ağır bir ceset.
Tam da ceset değil aslında.
Çırpınan balık misali.
Eski bir zarfa kapatılmıştım.
Ve tozlu halının altına kıstırılmış
İnsanlar geçti üzerimden
Yıllar yılı
Bir şiir aslında gözlerin
Başucu çekmecemde sakladığım
ve okudukça kendimden bir iz daha bulduğum
şimdi nemli biraz
mürekkebi biraz dağılmış gibi sanki
üzerinde biraz kalıntı
bir kaç parça da kırıntı
Kırgınım
Kaygılıyım da
geçmiş ağır bir kaya
ve ben bunu kaldırmakta çok zorlanıyorum.
Senden önce gömülü testi gibiydim, sahipsiz
İçimde bir kaç parça değerli bir şey
ha pardon
kendimi kandırıyorum
aslında beş kuruş dahi etmiyorum antikacının elinde
beni sahiplendin de
geri götürmemeni temenni ediyorum toprak altına
kaygılı bir dille anlatıyorum üzgünüm
geldiğimiz yere vardık demeni istiyorum şimdi
uygun biçimde anlat hüzün bulutuna
geldik de
emanete ihanet edemem de
bir şeyler de ama
güzellik kaynaklı, huzur odaklı olsun ama dediklerin
lütfen doldur gözlerimi, güzel şeylerden bahset.
çünkü ağlarken
yerçekimi anlamsız kalıyor
iki yürek bazen şakalaşıyor birbiriyle
patavatsız ciddi el şakası yapıyor ayak ucunda güzellik taşıyan kadın
Yapma
şaka olmadığını da biliyorum
ciddiye alıyor yüreğim
ve bir çift göz
bu sulu şakaya eşlik ediyor.
belki de bu yüzden
çocukluğumdan sadece yadigar olan kağıt gemilerdir.
saçlarımın dokusu
yosun kokusu.
hırçın dalgalarda parçalanırken bedenim
ıslanıp eriyor aslında
balmumu çaresiz kalıyor bu maviliğe
evet
o bir başında çırpınan kağıt gemi benim
yine gözlerime bat
demir al tekrardan kalbime
ne olacak sanki deme
dünyada kağıt çok
ama benim ömrüm az
şimdi tek dileğim
maviliğin içinde önüme çıksın gözlerin
dümeni kendi haline bırakırım da
güvertenin tam ortasında soyunurum
ağaç bunu sevişmek sanar
ben gözlerini şahit
güneşi kiralık katil tutar
afaroz ederim benliğimi...
https://www.youtube.com/watch?v=CTv3t2SRlJI
Cemre Bükrük
09.02.2018
04.02
4 Mart 2014 Salı
Arta Kalan Kelimeler
Ne tarz bir acıdır ki bu, ölümü dize getirir yağmurlu akşamlarda.
Hangi yöne baksam hislerim, kalbime irtica sayılır.
Kimse üzülmesin.
Bencilliğini yaşatıyor bende arta kalanlarıyla
Düşlerim kırılmış, kime ne !
Sancılarım varken başucumda.
Kalem vuruşlarının intihar sesleri sallanırken uçurumun ucunda,
Kaskatı harflerimle ben avazım çıktığınca susuyorum.
Adını unuttuğum kaldırımlarda,
Kötü kokuyor öksüzlüğüm.
Nereye gitsem şimdi,
Gizemi düşüyor geçmiş tüm kadınların.
İçimdekiler açığa çıkıyor.
Yalnızlığı koynuma bırakıp giderken hepsi,
O paçavra halimle, intihar senaryolarıyla
Yüklü kan kokusu taşıyor hepsi avuçlarında.
Sen'deledim...
Ama düşemedim.
Ayaklarımı sallandırdım boşluğa.
Delik ceplerimden dökülen gözyaşlarımı topladım.
Onlara adanmış bütün kirli kelimeleri,
Kendime adadım.
Kana kana içtim hepsini.
Yutkundum...
Dünde kalanlarımın hepsini içime aldım.
Boş ihanetlerinizi koyun zulalarınıza.
Güzel günlerinizi satın bira parasına.
Yine de susun benden arta kalanlara.
Satın bedenlerinizi,
paranın sıcak sıfırlarına.
Ben,
Giderim.
28 Nisan 2013 Pazar
Kırık Plak
Ve serilir yere senin adına tüm cümleler,
Gözlerin, ah o gözlerin odamdaki loş masa lambasından daha parlak, o cılız lirik şiirlerime ana tema olacak saçların. Ah o saçların ! Gece sohbetlerini bana bahşederken dilim çözülüyordu, aramızda kilometreler varken o kadar acıtıyor ki canımı akıp giden zaman. Engel olamıyorum ruhumu söküp almasına.
Sokak soğuk, içki şişesi bitik şiirlerim yanımda tökezliyordum ki kırık kaldırım taşlarının oluşturduğu patika da, o geldi karşıdan sis bulutunu yararak. Ayrıntılara değer kıldı, alışkanlıklarımı savurdu bir kenara..
Onu dinliyordum uzaktan, düzmece bir aşktan çıkmıştı, çalmayan bir plak, rafta unutulmuş tozlu kitap kadar yalnızdı. Duvarlar sessizdi. Yalnızca bir an vardı kafasında, işte o an beni karanlığına sokuyordu, yerim yoktu onun aydınlığında. Belki de kalbinde unuttuğu yerle göz göze gelmek istemiyordu. Eksildiğini kabulleniyordu.. ve aşk beni geri tepiyordu uzağa.
Kirli ve umutsuz bir geçmiş, ve geleceği abluka altına alması. İşte buydu hayatta tek hazmedilemeyen. Bazı zamanlar, çantasında herhangi biri olmak güzeldi, beklerken. Ben.. Susarken işte. Belki doğruydu başlangıçta, sıradan bir serüvendi ama çerçeveye sığdıkta sonra bir şeyler, olmuyor gibiydi...
Biz arkadaşlığımıza, kırılmış bir kalbi onarır gibi başladık ve zamanla açılmaya başladı güven çiçekleri. Belki geri dönülemezdi, savrulmuş günlerin yara bandıydı mimiklerimiz.
Şimdi ben, harfler biriktiriyorum çocukluk harçlıkları gibi, kolay değil bu.
Bunlarla baş etmek kolay değil, yine, yeniden..
Ödünç verdiğin benliği geri alabilmek için, Sokak müsizyeninin gitar konçertosunu beraber dinleyebilmek için, çiçek adlarını sonsuza götürebilmek için, iki kadehte iki balığı dudak dudağa buluşturmak için..
Fırtınasız bir okyanusda, kalbinin filikasında konaklamak için, Bekliyorum burada ben. Belki de geldiğinde söyleyemeyeceğim sözlerin birbirine ulaşamayan enkazı tam da burada !
Hoşgeldin !
Kusura bakma,
Kalbim dağınık biraz,
Kan kokuyor düşlerim,
Alkol kokuyor ağzım,
Sigara kokuyor gömleğim.
Mutsuzum,
Bunaldım,
Sabırsızım....
Woody....
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)