5 Mayıs 2018 Cumartesi

Yetiş

Ne olur gel
Kül olan benim kalbim değil, senin evin

Biraz az konuşuyorum değil mi ?
Alfabem yarım, bazı harfler dumanlı.
Dilim yandı biraz
Ondan bu suskunluğum

Korkuyorum, ürperiyorum
Endişeliyim

Göğe baksam da
Orada olduğunu bilirim

Bugün ben öldüm
Herkesin yanakları sıkıştı iki elinin arasına

Ben öldüm
Daha sıkı yaşama sarıldılar

Sen ölme
Kimse inanmaz senin ölümlü olduğuna

Ey yar!

Dilimden kalbime süpürdüm sevdanı
Kalbim alev alev, kanım eriyor.
Yalvarırım yetiş
Yetiş evin yanıyor.

https://www.youtube.com/watch?v=S9_yk0Vnr8Y

Karış içime

Göğün diplerine atılmış bir imzayım bu günlerde
Diye düşünüyorum aslında

İlk imzayı attım göğüs kafesine derken
Aslında zaiyattım.

Bel hizasındaki adaletin kapısında öldürüldüm, duy beni bir haber gibi duy.
Bil, dirildim ben.
Ve acı bir haber gibi sana bildirildim.

Taraf tuttuk seninle aşk!
Sen sol yanımı
Ben kırılan tarafını.

Bundan sonra daha fazla kırılmasın diye belki de
Sımsıkı tuttum.
Aynı atmosferde nefes alıyoruz diye düşüyorum aslında
Sıksık
Sabah
Öğle
Akşam.

Ayrıca diyordum ki

Yıllarca koskoca bir göğün altında yaşadık
Aradığımız küçücük bir göğüs kafesiydi aslında

Tanrım
Öldür beni

Sevdanın altına imza atalım derken
Özleyen olduk çıktık
Elim yandı bundan
Şimdi ateş sönsün diye üflesem, elim kül olur da dağılır mı ?

Dağılsın ulan !
Ne var ki bunda
Elimiz yok deriz, kimse kusursuz değil
Ellerimde de hafif kusur olsun, kalbimiz ağır

Bensem eğer her gelen yardıma
Biraz hergeleyim
Kusurlarım affola...

Ses tellerimde bir boşluk var şimdi
Doldursana onu, rica ediyorum.

Bırak içimi
Büsbütün
Heykel gibiyiz seninle aşk...

Ey aşk !

Çok güveniyorum sana, sevgime.
Ama bazen de çok güceniyorum
Beni küçük düşürüyorsun.
İçine veya diline.

Seninle bir oyun oynayalım şimdi
Taraf tutalım seninle
Bu taraf
Kırılan taraflarımız olsun.

Ya sen ?

Derdin tamamı mı, derde deva mısın ?

Karış içime
Yakarış bu.


https://www.youtube.com/watch?v=kbKy5bkHFeM

9 Şubat 2018 Cuma

Kağıt Gemi

Her gün sana ait yeni bir iz daha buluyorum
Tam da burada
Üzerimde.

Var olduğumu hissettiren bir kadın.
ağır bir ceset.
Tam da ceset değil aslında.
Çırpınan balık misali.

Eski bir zarfa kapatılmıştım.
Ve tozlu halının altına kıstırılmış
İnsanlar geçti üzerimden
Yıllar yılı

Bir şiir aslında gözlerin
Başucu çekmecemde sakladığım
ve okudukça kendimden bir iz daha bulduğum
şimdi nemli biraz
mürekkebi biraz dağılmış gibi sanki
üzerinde biraz kalıntı
bir kaç parça da kırıntı

Kırgınım
Kaygılıyım da
geçmiş ağır bir kaya
ve ben bunu kaldırmakta çok zorlanıyorum.

Senden önce gömülü testi gibiydim, sahipsiz
İçimde bir kaç parça değerli bir şey
ha pardon
kendimi kandırıyorum
aslında beş kuruş dahi etmiyorum antikacının elinde

beni sahiplendin de
geri götürmemeni temenni ediyorum toprak altına
kaygılı bir dille anlatıyorum üzgünüm
geldiğimiz yere vardık demeni istiyorum şimdi
uygun biçimde anlat hüzün bulutuna
geldik de
emanete ihanet edemem de
bir şeyler de ama
güzellik kaynaklı, huzur odaklı olsun ama dediklerin

lütfen doldur gözlerimi, güzel şeylerden bahset.
çünkü ağlarken
yerçekimi anlamsız kalıyor

iki yürek bazen şakalaşıyor birbiriyle
patavatsız ciddi el şakası yapıyor ayak ucunda güzellik taşıyan kadın
Yapma
şaka olmadığını da biliyorum
ciddiye alıyor yüreğim
ve bir çift göz
bu sulu şakaya eşlik ediyor.


belki de bu yüzden
çocukluğumdan sadece yadigar olan kağıt gemilerdir.
saçlarımın dokusu
yosun kokusu.

hırçın dalgalarda parçalanırken bedenim
ıslanıp eriyor aslında
balmumu çaresiz kalıyor bu maviliğe

evet

o bir başında çırpınan kağıt gemi benim
 yine gözlerime bat
demir al tekrardan kalbime
ne olacak sanki deme
dünyada kağıt çok
ama benim ömrüm az

şimdi tek dileğim
maviliğin içinde önüme çıksın gözlerin
dümeni kendi haline bırakırım da
güvertenin tam ortasında soyunurum
ağaç bunu sevişmek sanar
ben gözlerini şahit
güneşi kiralık katil tutar
afaroz ederim benliğimi...


https://www.youtube.com/watch?v=CTv3t2SRlJI

Cemre Bükrük

09.02.2018

04.02

4 Mart 2014 Salı

Arta Kalan Kelimeler


Ne tarz bir acıdır ki bu, ölümü dize getirir yağmurlu akşamlarda. 
Hangi yöne baksam hislerim, kalbime irtica sayılır.
Kimse üzülmesin.
Bencilliğini yaşatıyor bende arta kalanlarıyla 
Düşlerim kırılmış, kime ne !
Sancılarım varken başucumda.
Kalem vuruşlarının intihar sesleri sallanırken uçurumun ucunda,
Kaskatı harflerimle ben avazım çıktığınca susuyorum.

Adını unuttuğum kaldırımlarda,
Kötü kokuyor öksüzlüğüm.
Nereye gitsem şimdi,
Gizemi düşüyor geçmiş tüm kadınların.
İçimdekiler açığa çıkıyor.
Yalnızlığı koynuma bırakıp giderken hepsi,
O paçavra halimle, intihar senaryolarıyla
Yüklü kan kokusu taşıyor hepsi avuçlarında.

Sen'deledim...
Ama düşemedim.
Ayaklarımı sallandırdım boşluğa.
Delik ceplerimden dökülen gözyaşlarımı topladım.
Onlara adanmış bütün kirli kelimeleri,
Kendime adadım.
Kana kana içtim hepsini.
Yutkundum...
Dünde kalanlarımın hepsini içime aldım.

Boş ihanetlerinizi koyun zulalarınıza.
Güzel günlerinizi satın bira parasına.
Yine de susun benden arta kalanlara.
Satın bedenlerinizi,
paranın sıcak sıfırlarına.

Ben,
Giderim.

28 Nisan 2013 Pazar

Kırık Plak


Ve serilir yere senin adına tüm cümleler,
Gözlerin, ah o gözlerin odamdaki loş masa lambasından daha parlak, o cılız lirik şiirlerime ana tema olacak saçların. Ah o saçların ! Gece sohbetlerini bana bahşederken dilim çözülüyordu, aramızda kilometreler varken o kadar acıtıyor ki canımı akıp giden zaman. Engel olamıyorum ruhumu söküp almasına.

Sokak soğuk, içki şişesi bitik şiirlerim yanımda tökezliyordum ki kırık kaldırım taşlarının oluşturduğu patika da, o geldi karşıdan sis bulutunu yararak. Ayrıntılara değer kıldı, alışkanlıklarımı savurdu bir kenara..

Onu dinliyordum uzaktan, düzmece bir aşktan çıkmıştı, çalmayan bir plak, rafta unutulmuş tozlu kitap kadar yalnızdı. Duvarlar sessizdi. Yalnızca bir an vardı kafasında, işte o an beni karanlığına sokuyordu, yerim yoktu onun aydınlığında. Belki de kalbinde unuttuğu yerle göz göze gelmek istemiyordu. Eksildiğini kabulleniyordu.. ve aşk beni geri tepiyordu uzağa.

Kirli ve umutsuz bir geçmiş, ve geleceği abluka altına alması. İşte buydu hayatta tek hazmedilemeyen. Bazı zamanlar, çantasında herhangi biri olmak güzeldi, beklerken. Ben.. Susarken işte. Belki doğruydu başlangıçta, sıradan bir serüvendi ama çerçeveye sığdıkta sonra bir şeyler, olmuyor gibiydi...

Biz arkadaşlığımıza, kırılmış bir kalbi onarır gibi başladık ve zamanla açılmaya başladı güven çiçekleri. Belki geri dönülemezdi, savrulmuş günlerin yara bandıydı mimiklerimiz.
Şimdi ben, harfler biriktiriyorum çocukluk harçlıkları gibi, kolay değil bu.
Bunlarla baş etmek kolay değil, yine, yeniden..

Ödünç verdiğin benliği geri alabilmek için, Sokak müsizyeninin gitar konçertosunu beraber dinleyebilmek için, çiçek adlarını sonsuza götürebilmek için, iki kadehte iki balığı dudak dudağa buluşturmak için..

Fırtınasız bir okyanusda, kalbinin filikasında konaklamak için, Bekliyorum burada ben. Belki de geldiğinde söyleyemeyeceğim sözlerin birbirine ulaşamayan enkazı tam da burada !

Hoşgeldin !
Kusura bakma,
Kalbim dağınık biraz,
Kan kokuyor düşlerim,
Alkol kokuyor ağzım,
Sigara kokuyor gömleğim.
Mutsuzum,
Bunaldım,
Sabırsızım....

Woody....